“Gezi Parkı
Eylemleri” ya da
“Demokrasi
sadece seçim ve sandık değildir!”
“kılavuzu
karga olanın burnu ..oktan
kurtulmaz”(Türk atasözü)
“Ben demokratik yöntemlerle işbaşına geldim,
benim arkamda şu kadar halk desteği var” demek tek başına meseleleri çözmediği
gibi meselenin görülmesini de engelleyen bir işlev görüyor.
Bu bir tür körleşmeye kapı
açıyor. Çevresini ve sosyal dokuyu anlamayı engelliyor. “Ben yollar yapıyorum,
havalimanları inşa ediyorum, ekonomik büyümeyi sağlıyorum, silahları
susturuyorum ama halkın bir kısmı hoşnutsuz..” Lider bunu anlamakta zorlanıyor.
Almanların da bir sözü var çok
severim. “Güvenmek iyidir ama kontrol
etmek daha iyidir.”
Ülkeyi yönetenler baştan ayağa
atadıklarını denetlemek zorundadır. Güvenmek iyidir ama denetlemek daha
iyidir. Eğer etrafındakileri ve
etrafındakilerin icraatlarını görme basireti yoksa bir liderde o zaman altından
toprağın nasıl kaydığını en kısa zamanda öğretirler.
İktidar partisine oy
vermeyen Partililerin partinin sonunu hazırlamasından daha doğal bir sonuç
olamaz. Kendi çıkarından başka hiçbir şeye saygı duymayan menfaat şebekeleri; beslemeler
iktidarların sonunu hazırlamada her zaman aktif bir işlev görmüşlerdir.
Sonuçta ne çıkmıştır
ortaya.
Cemaatlere teslim edilmiş ve örgütlere eleman
toplama dışında işlevi kalmamış üniversiteler, sırf birilerinin beslenmesi için ayakta tutulan dershane denilen
ucubeler. Sınav
maratonunun sinir sistemini çökerttiği gelecek
kaygısı taşıyan bunalımlı gençlik. Önüne
gelene biber gazı sıkmayı kahramanlık zanneden güvenlik görevlileri... Ekonomik
rant elde etmek için iktidara yakın duran sonradan görme zenginlerin kent
yaşamına verdiği tahribat, tarihten ve doğadan uzaklaşmış sosyal çevre….
Aslında her alanda
içten içe çökmüşlük kokuşmuşluk ve disiplinsizlik. Asfalt yollar,
havaalanlarına, üniversite binalarına bakarak “ya.. ne hizmet yaptık be!..” denmesinin
bir anlamı yoktur. Liderin insanların
vicdanındaki çukurlara yaralara dikkat etmesi şiddetle zorunludur.
Evet, “Demokrasi sadece
seçim ve sandık değildir” demokrasi bir anlayış, bir algı biçimidir. İnsana ve
eşyaya bir yaklaşım biçimidir. Özünde -herkesin bundan anladığı- ötekinin de
senin kadar muhterem olduğunu kabullenme durumudur. Demokrasi denilen sistemin
sandık boyutuna bakıp insani boyuta dikkat edilmediğinde ortaya çıkan sonuç
hüsran olur. Demokrasiyi sistem olarak eleştirenler de zaten çoğunluk
yöneliminin insani boyutu yok edebilecek bir baskı unsuru olabileceği
sakıncasına dikkat çekmektedirler.
Komplolar değil Sorunları görelim
“Su uyur düşman uyumaz”
Sadece görünürdeki
başarılara bakıp da içsel zemini göremeyenler hemen meseleyi bir başka gücün
müdahalesi ile açıklama yoluna gidiyorlar. En ucuz savunma yöntemlerinden biri
de budur oysa..
Her şeyi birilerin
komplosuyla açıklamak ve başımız dara düştüğünde “dış güçler komplo yapıyor.” tarzında
meselelere yaklaşmak da çoğu kere bizi kendimize ve ilkelerimize
yabancılaştırıyor. Tarih boyunca hayatın en önemli gerçeği komplo ve
komploculuktur. Ama bir yerde komplonun
olması sorunların olmasına bağlıdır sorunların olmadığı yerde komplo da olamaz.
Vicdanı yaralanmış insanlar her zaman kullanılmaya ve maniple edilmeye
müsaittir.
Bu yüzden komploya
dikkat etmek yerine sorunları görmek; görebilmek meselenin çözümünde önemli bir
sıçrama sağlayacaktır. Halkının vicdanında yer edinmiş hiçbir yönetimi hiçbir
dış güç komplolarla ortadan kaldıramaz.
Sadece içki mi sarhoş eder
İnsan unutkan varlıktır; birçok şeyi
unutur. Bazen bilinçli olarak unutmayı seçer..bazen kendini unutur da farkına
varmaz. Nereye ait olduğunu kim olduğunu unutur. Bazen insan mı yoksa tanrı mı
olduğunun bile ayırdına varamaz; kendini tanrı zanneder. İnsanın en kadim
hastalığı da sanırım budur.
İçki kullanımı bilinçli bir unutma yöntemidir. Zihnini geçici olarak uyuşturur. Uyandığında herşey yerli yerindedir. Ama insanı sarhoş eden ve uyanmasının zor olduğu çok daha ağır uyutucular var.
İçki kullanımı bilinçli bir unutma yöntemidir. Zihnini geçici olarak uyuşturur. Uyandığında herşey yerli yerindedir. Ama insanı sarhoş eden ve uyanmasının zor olduğu çok daha ağır uyutucular var.
*Kitle
Sarhoşları: Çevresinde topladığı kitlelere bakarak gücünü kapasitesini çapını
unutarak kitle sarhoşu olanlar yok mu?
*Şan
şöhret Sarhoşları: Elde ettiği şan ve şöhret ile kendini kaybedenler yok mu?
*içinde
bulunduğu cemaat ve örgütün önkabulleri ile hayata bakarak cemaat, örgüt
sarhoşu alanlar yok mu?
*Elde
ettiği mal ve servet ile insanlardan farklı ve ayrıcalıklı olduğunu zanneden Karun
tıynetli insanlar yok mu?
*Fiziksel
güzelliği ile başkasından üstün ve ayrıcalıklı olduğunu zanneden insanlar....
* Silah
ve askeri güç sahibi olup bu gücü ile insanlara tahakküm ederek kendi dışında
her tür düşünceyi susturmaya çalışanlar......
Dostlar
insanlık tarihi insanın kendini unutması ve ALLAH’ın insana hep kendini
hatırlatmasının hikâyesidir. Bu yüzden kutsal kitabın temel adı “Zikr” dir; yani
hatırlatma....Allah başka türlü de hatırlatır. Uyarıyı anlayana ne mutlu…
.."ve
o kişilere benzemeyin ki Allah’ı unutmuşlar da o da, kendilerini unutturmuştur
onlara; onlardır, buyruktan çıkanların t
Rakı fiyatlarını mı merak ediyorsunuz? Tıklayın: rakı fiyatları 2021
YanıtlaSil