31 Mayıs 2019 Cuma

POPÜLER SÜPRÜNTÜ


Cehaletin ve ahlaksızlığın zirve yaptığı toplumlarda popüler kültür sadece bir manipülasyon aracıdır.

Yazar, sanatçı, akademisyen, bilim adamı, gazeteci ünlüler şöhretlerini ürettiklerinin kalitesinden değil, kullanım değerinden alırlar.

Hiçbiri ne klasik, ne evrensel olamayacak olan, hatta kendisinde en ufak insanı bir vasıf olmadığı için insanların arasına çıkamayan hastalıklı tipler belli amaçlar için parlatılıp öne konulmaktadır.
Bu işi meslek edinmiş gazetecilere para ödeyerek gündeme gelen yazar, sanatçı ve bilim adamları (!) gazeteciye ödedikleri bedeli popülerliğin sonucu olarak katbekat kazanmaktadır.
SON 15 SENEDE İslami piyasada aynı kirli yola girmiş bulunmaktadır
İslami piyasanın gazetelerine dergilerine TV kanallarına baktığımızda gerçekten 30 yıl önceki İslami birikimin onda birinin olmadığını görmek dehşet vericidir.
İktidara gelmek Bir kültürel birikim ahlaki duruş ve bilimsel bakışla gerçekleşir; bundan uzaklaşmakla da çöküş başlar.
Birkaç gündür bir kitap üzerinden yapılan pedofili tartışması popüler süprüntünün ne anlama geldiğini ortaya koyan önemli bir veridir
20 yıl öncesinden başlayarak adım adım kendi yazarlarinı, kendi bilim adamını sahtekarca yöntemlerle parlatıp toplumu manipüle etmek adına ortaya koyanlar bu toplumun sanatına kültürüne bilimine en büyük darbeyi vurmuşlardır.
Bu parlattikları insanlar zaten belli bir çevrenin cemaatin örgütün ideolojik kampın yazarı olmaktan öte anlam taşımamaktadır. Örgüt cemaat ve ideolojik kamplar fikir değil taraftar istemektedir.
Popüler yazarın kullanım değeri vardır. Çünkü O kullanılmak için üretilmektedir.
O halde yapmamız gereken en önemli şey zihnimizi popüler süprüntünün zararlarından kurtarmaktır . Kısacası marketlerde sucukların yanında satılan kitap gördüğünüzde lütfen uzak durun.

28 Mayıs 2019 Salı

Bilme!..



Dilim kurudu sen bilme
Sözcüklere kilit vurdum
İçime zemheri düştü üstüme sonbahar
yalnızlık uyuttum dizlerimde sen bilme.


(B. Sönmez Beni burada bırak 2019)

"Ben Edebiyatla İlgilenmiyorum"


"Sana şiir yazdım" diyor kekeleyerek..Koynunda sakladığı kağıdı çıkarıp titrek ellerle açmaya çabalıyor.
Kız sanki hiçkimse hiçbir şey dememiş gibi, dalgasız deniz gibi, ritimsiz bir kalp gibi, rüzgarsız ağaç, yağmursuz bahar gibi....
"ben edebiyatla ilgilenmiyorum" diyor...

HERŞEY NEDEN ÇOK GÜZEL OLMAYACAK?


1-Sadece bir yönetimi, bir lideri devirme dışında amaç taşımayan bir ittifakın insanı ne tür çirkinliklerden kurtaracağını anlamak mümkün değil.. Getireceği güzelliklerden değil bir kişiyi devirmekten söz edenlerin ve başka bir şey söylemeyenlerin zaten olumsuz bir pozisyonda oldukları; çaresiz bir durumda oldukları söylenebilir. Çaresizlerin yönetimi ele geçirmesi asla bir çare olamaz. Salt anlamda çaresizlik hiçbir şeyi güzel yapamaz. Sadece bir egemenliği devirmek için bir araya gelenler daha sonra birbirlerini devirmeyi düşüneceklerdir. Bunun doğal sonucu herkesin herkesle savaşı; yani tek kelimeyle felaket..
Çünkü sadece bir Egemen'i devirmenin özünde öznel menfaat yatmaktadır. Menfaat ise bütün insanların üzerinde ittifak ettiği bir temel değildir.
2-Ülkeyi yönetmeye talip olan ittifak mensuplarının hepsinin karanlık bir geçmişi olduğundan dolayı her şey çok güzel olmayacak.
Biraraya gelenlerin sıfırı tüketmiş menfaat çeteleri, can çekişen ve Müslüman dünyada istenmediği için kendini Amerika'nın kollarına bırakan kanlı örgütler, girdiği bütün seçimlerde partisine kaybettirmiş; son kaybediş ile koltuğunu da kaybedeceğini bilen liderler, artık Müslümanlar arasında hiçbir destekçisi kalmamış mirasyedi dinciler, ülkenin her köşe başını tuttukları halde memlekete ihanet eden kendi halkına tankla, uçakla saldıran din maskeli çeteden oluştuğu düşünüldüğünde bu ittifakın hangi güzelliği getireceğini anlamak için çok fazla düşünmeye gerek var mı?
3-Dahası bu ittifakın, ırkçılığın, ötekileştirmenin, İslam düşmanlığının tavan yaptığı Avrupa ile; girdiği her yere kan ve gözyaşından başka bir şey bırakmayan taş üstünde taş bırakmayan Amerika tarafından desteklendiği gerçeğine bakınca ittifakın ne tür güzellikler getireceğini düşünmek bile insanın tüylerini ürpertmeye yeter.
Realite bu iken "her şey çok güzel olacak" demenin ne demek olduğunu anlatmaya gerek var mı?
4-Bu söylemi dile getirenler Ya derin bir körlük içindedir ya züğürt tesellisi ile avunmaktadır.
Derin körlük son ikiyüzyılda insanlığın yaşadıklarını görmemektir. Son ikiyıl Batı önderliğinin egemen olduğu bir kesittir. Egemen paradigması “pozitivizm ve materyalizmdir.” Sadece maddi dünyanın kaynaklarından yararlanma ekseninde gelişen bir dünya görüşü ile bütün dünya son ikiyüz yılda en büyük acıları. en büyük zulümleri, en büyük yıkımları yaşamıştır. Bu maddeci-pozitivist paradigma kendine yandaş olan herkesi kendi suçuna ortak etmektedir. Bu yüzden destekledikleri herkes onların beslemeleridir. Besleme olanlar için ise ne vatan
ne millet, ne de herhangi bir kutsala inanmak sözkonusu değildir.
O halde Batının maddeci temelde gelişen hegemonyasına hayranlıkla bakan sömürge ülke mensuplarının tek hedefi kendi ülkelerinde Batı'nın çıkarını korumak ve kollamaktır. Hayatı fayda ve gerçeklik olarak algılayan Batı için en önemli değer de budur. Bu yüzden kendi milletini. kendi vatanını, kendi halkını kayıran hiç kimsenin Batının hegemonik zihniyeti açısından bir değeri olamaz.
Beslemeliği ve beyaz adamın üstünlüğünü kabul ettiğiniz müddetçe her zaman Batı dünyasını arkanızda duracaktır. Onlara asker olmayı kabullenenler ise beslenecektir.
Son ikiyüzyılda Batının bu hegemonik anlayışının dünyaya ne tür güzellikler getirdikleri görülmektedir.
Güzel günler, demokrasi, insan hakları adı altında insanlığa sunulanların dehşeti sadece gözünü, kulağını ve kalbini mühürleyenler tarafından görülmeyecektir.
O halde hegemonik Batı pozitivizmi temelinde insanı ve hayatı yorumlayan Batılı egemenlerin kuyruğuna takılanların "her şey çok güzel olacak" söyleminin ne ontolojik ne ahlaki bir zemini vardır.
Kısacası hegemonik Batı değerlerini, beyaz adamın üstünlüğüne dayalı bir insan tasavvurunu benimseyen hiç kimsenin insanlara sunacağı hiçbir güzellik olmayacaktır. Ontolojik olarak bu imkânsızdır.

11 Mayıs 2019 Cumartesi

MALAMIN

orada
Diyarbakır'da
dedemin katili oğlumun kollarında ..
Yehuda Yehuda
ne ilk oyun ne de son
dipçik, hendek, göç ve bela
ahh kadim ihanet
keklik ve maske
malamın, vay lımın
Jitem
takrir-i sükun
ne bir devlet ne bir yurt
ne Türk ne Kürt ne umran
arz-ı mevud

.....
(Beni burada bırak B. Sönmez)

MÜJDE

Her şey Çok güzel olacak
Gökten yağ ve bal yağacak
Amerika bütün varlığını bize bağışlayacak
Ne kimse eski karısını öldürecek
Ne kadınlar düşük yapacak
Her şey Çok güzel olacak
Soğan Patates çöpte unutulacak

Her şey Çok güzel olacak
Her yer İzmir gibi kokacak
Diyarbakır gibi olacak Kızıltepe gibi olacak
Yani muhteşem olacak dostlar
Mogherini Katy Piri sırtımızı sıvazlayacak

Her şey Çok güzel olacak
Kurşun yerine Gül sıkacak YPG
Suriye'de herkes birbirini kucaklayacak
Bizim parti gelecek dertler bitecek

Her şey çok güzel olacak dostlar
Yeni bir çağ açılacak
Yobazlık son bulacak

Solcular, sağcılar, çevreciler feministler ve bilumum kurtarıcılara:

" Başınıza gelenler ellerinizle yapıp ettiğinizden dolayıdır" (Yüce Kur'an) Hala anlamadınız değil mi? Nefretten başka in...